Hayırlısı

İşlerin en çok sinir ve de çaresiz olduğumuz tarafı, her olumsuz sonuç karşısında 'hayırlısı' demek. Kestirip atmasak daha çok şey yapabilirdik fakat biz kısa yolu seçtik, hayırlısı dedik.

Belki de hep hayırlısını istedik diye olmadı kimi şeyler, kolaydan işi olanlar mıydı yoksa hayırsızı isteyenler.

Hayat okunacak okulları bitirip iş aramaya çalışmaktan daha güzel olmalı.

En azından yapmayı istediklerimizin farkına varıp iç sesimizi dinleyerek bir şeyler yapmalı!

Bir gün o voleyi atacağımızı düşünerek talihsizlik, başarısızlıklara göğüs geriyor görünmekten daha elle tutulur şeyler yapmalıydık.

Kısacası, beceremedik.

Umut Aşılandık

Her zaman umut aşılandık, bir gün mutlaka meyvesini verecek duygusuyla sulandık. 

Tam da filizlenecekken geldi sağanak yağışlar, bir türlü başımızı çıkaramadık. 

Kimiyse hemen çıktı toprak altından, biri geldi bastı, tam da hassas olduğu zaman. 

Kimi daha zahmetliydi, uğraşmak gerekecekti kimse bunu istemedi. 

Kimimiz en güzel çiçeklerini açtığında yağmur yağdı, can çekişerek gözlerini kapadı. 

Kimimiz en iştahlı anında doluya tutuldu. 

Don oldu, yaktı her şeyimizi, kaybettirdi.

Sadece bağışıklık kazandık, 

Hiçbir etkisi yoktu aşıların artık.

Dahasındadır

Ne kadar eldekilerin yettiğini düşünsek de hepimiz bir şeyler daha olsun isteriz hayatımızda, olmayacak ne varsa en çok da onu. Bazı şeylerin de olmasından rahatsızız, bazılarının asla olmayacağına inanırız. Kiminin gelmesini çok isteriz kiminin daha çok kalmasını. Elimizdekilerle yetinebilenlerden değiliz, dahasındadır hep gözümüz. 

Ve hep bir eksik parça vardır, onu tamamlamakla meşgulüz. Ne zaman ki elde etsek bir başkası eksilir. Sürüp giden, ardı kesilmeyen bir oyun aslında istemek ve elde etmek. Ya da elde etmeye çalışmak. Şu da var ki hevesimiz, arzumuz onu elde edinceye kadardır, sonrası başka istek-arzudur.

Önemli ve her zaman olması gerekense insanın mutlu olmak zor olsa da en azından olmayı araması. 

Buysa yaptığımız doğru yoldayız

Geldik

'Adam olmaya' gittik.

Ve geldik, hayata tamamen hazırız zannettik.

Aslında biraz da zorlu süreci başlattık, yapacak bir şeyler bırakmayarak. Mahalle baskısından kurtulmak için de yakınlardan uzaklaşıp telefonlara çıkmamaya başladık.

Belki de bir şeyler yapmak için 16 yıl okumak zorunda değildik. Sadece buna zorlandık. Gemileri yakacak ateşimiz de yoktu, geleneklere uyacak yapımız da.