11 Ocak 2015 Pazar

Kadın İnsanına Tavsiyeler

Bu yazı yıllardır karşılaşılmış yabancı-Türk kadınları üzerinde yapılan gözlemlerin dışavurumudur. Doğruyu söylemek gerekirse yabancılar kısmı olması gereken, bizim millet kısmı da olmaması gereken kesimi oluşturuyor, ama yine de istisnalar kaideleri pek bozmuyor. Bunların hepsinin bir kadında olması zor görünüyor, en azından bulabildiklerinizin birbirinden haberi olmasın :)
Neyse, fazla küfretmeden gingonklu yeşil çay eşliğinde okuyun, başlıyoruz.

Sağda solda, insan içinde karşı cinsine lütfen çemkirme veya onları rencide edici konuşma. Geneline odun denilse de kimileri yontulmuştur, ağırına gider adamın, tam o yontulduğu yere denk gelir, bu durum senin de başına olmadık iş açar, unutma. Ses yükseldikçe mantıklı konuşma da azalacağı için belli bir tonda lütfen sakin olalım.

Karşı cinsin sana işin, ilişkinin vb. ikili durumların bittiğini söylemişse bitmiştir, fazla üsteleme. Ne kendini aşağılat ne de kafa ütüle. Nasıl kabul ettiysen o adamı çekip çevirecem diye de uğraşma, biliyorum annelik duygun var ama sen bu içgüdünü temel alarak yaşama. Kimilerinin hoşuna gitse de rötuşlanmak, sen gel vazgeç bu işten ki s.git kızım buradan demesin sonra ;)

Eğer 6 yaşından büyüksen o yaştaki çocuklar gibi konuşma, bak bir gün birisi kafa atar, sonra ne oldu diye şaşırma. Seni o yaşta zannedip de öyle konuşanlar olursa sakın yanında durma, çek git bebeğim uzaklara. Ben sana nazlanma demiyorum hobi olarak yine nazlan ama çocuk gibi değil yaşıtların gibi nazlan. 6 yaşından küçüksen zaten buradan sonrasını okuma. Hem bu saatte uyumuş olman lazım, hadi koş abim yatağına. 

Tenin açık renk değilse sergilemek için çok çabalama. Esmer seven cenah yok değil, ama genelde beyaz-sarı ten sevilir (bkz: Kuzey ülkeler, G.Kore). İnanma sarışının adı esmerin tadı diyen adamlara, onlar insan olsun yeter de derler ya. Yok illa inat edeceksen renk geçişlerinin olduğu yerleri gösterme en azından. Nedir dersen avuç içi ve ayak tabanın diyebilirim başta. Askı izlerine hiç girmiyorum, sen akıllısın.

Babet giyme be yavrucum, kim icat etmiş şaşarım hala. Yok giyiyorsan da ayak parmaklarının birleşim kısımları görünmesin, kimse söylemiyor ama komik ve itici bir görüntü. Zaten esmersen babeti de unutmalısın, bunun yerine tenini göstermeyen ayakkabıları tercih et. Hadi şeytana aldanıp giydin, bari ayağına kendini belli etmeyen bir çorap geçir, var ama yok gibi, aynen öyle, anladın sen ;)  Ve renk geçişinin olduğu yeri gizlemeyi sakın ola unutma.

Saçın düz ve uzunsa at kuyruğu yap da dolaş, ama saçların kenardan fırlamasın, uçlarına da dikkat et kırıkları olmasın. Kıvırcık-pıtırcıksa saçın kendi haline bırak. Saatlerce düzleştirmeye çalışarak vakit kaybetme, hem yazık elektrik faturasına. Kısaysa şapka-bere tak, erkek gibi gezinme ortalıkta. Arada bir de yıka.

Şu postal, yırtık-kirli Converse, Tiger, bohem tarz, çok kısa saç, baskılı tişört vb. sevdandan vazgeç yavrucum. Kendine kadın denilmesini istiyorsan erkek gibi giyinme, konuşmalarda onlara da özenme. Elbise giy, boş ver pantolon-tişörtü. Erkek gömleği ne zaman giyilir biliyorsun zaten.

Anarşist görünmeye çalışma, yaşadığın ülkeyi ve cinsiyetini düşünürsen burada öyle şeylere prim olmuyor genelde. Sırf hoş olacak umuduyla her söylenene muhalefet edip durma. Uzlaşmacı, uyumlu olanlar da sevilir, hem de biraz daha çok, unutma. Burada başak burçları hariç, hiç sözüm yok onlara.

Seçenekli bir soru soran olursa da fark etmez deme cicim. Yok sonra her neyse gidilen yer, yenilen-seçilen şey bari insanın burnundan getirme. Sonrasında kendine hani senin için fark etmezdi dedirtme.

Konuyla alakasız lafa girmeler gerçekten insanı bıktırıyor, her konuşmada senin de kelimelerinin olması şart değil, unutma. Sen kahkahalarınla eşlik et konuşmalara, dikkat et gülerken, ölüm olmasın konu da. :) Küfür var bir de, yakışmıyor, ne kadar ayıp sen alma ağzına öyle pis şeyleri. Özen göster konuştuğunu kulağının da duymasına. Şu olm kelimesini yeter artık cümle içinde kullanma. İnsanı çıldırtacak derecede sorular sorma, dedektiflik özünde olsa da kendini, açığını yakalatmaya çalışılacak durumlara sokma.

Türkçenin inceliklerine hakim değilsen, lastik gibi bir dil olduğunu bilmiyorsan kelime-cümleleri çok irdeleme, orasını burasını çekip durma. Senin tek anlamını bildiğin belki de bilmediğin bir kelimenin erkek zihninde onlarca anlamı olabilir. Ne rezil ol erkek içinde ne de güldür kendine.

Eğer göbeğin varsa ki genelde oluyor, lütfen vücudunu saran body giyme, göbek deliğin olduğundan 3 kat büyük görünüyor, benden söylemesi. İki yanında duran 'aşk simidi' de cabası. Eritmeye çalış onları. Babet demiş miydim.

3B önemlidir, buna dikkat etmelisin. Basen, baldır, bel. Pantolonunun dikişlerini zorlayacak derecede basenin olmasın, bana kalırsa pantolon da giymemelisin ya, neyse. Baldırların futbolcuyu andırmasın (kaval kemiklerin de dış bükey olmasın tabi.) Bele gelince söylememe gerek bile yok, ince olacak, olmuyorsa zorlayacaksın, Ebru Şallı'yla erit yağlarını.

Selülitin varsa tayt giyme, portakal meyve olarak güzel olsa da kabuğu görünümlü bir vücut ve bunun tayttan belli olacak kadar fazla olması gerçekten hoş değil. Tayt giydin bari üzerine etek giyme. Tamam tunik-gömlek olabilir ama etek olmasın, yok illa olacaksa tayt olmasın, çorap olsun.

Eğer ki ayak bileğinin çevresi 21 hadi 23 bir de benden 24cm'den genişse bırak şu kısa pantolonları. Tarz yapacağım diye Roberto Carlos gibi bileklerini gösterme. Boru paça giy, ispanyol paça, bir şekilde gizle onları. Pantolon giymemeni de söylemiştim sen bot giy, çizme giy.

Yürümesini öğrendiysen platform değil topuklu ayakkabı giy, giyiyorsan da çenen yere paralel olmalı, iki külek kemiğinin arasında portakal varmış da sıkıyormuş gibi yürümelisin. Aksi halde gerçekten hiç hoş görünmüyor. Dikkat çekmek adına eziyet çektiğin her halinden belli oluyor. Hem yerde bir şey arıyormuşsun gibi oluyor, ama olmuyor.

Çantanda onlarca eşya var, peki hangileri işine yarıyor. Islak mendil, peçete, krem, lipstick vb. bunları demiyorum, klasik onlar. Mesela cımbızın var mı, o önemli. Kaşında, başında istenmeyen bir tüyü söküp atacak kadar işe yarayan bir cımbızın olsun yeter.

Bol ve kısa tişört giydiğinde hem belin hem göğsün açılmasın diye uğraşırken yerden hiçbir şey alamazsın, zira sadece iki elin var. Bekle, bir centilmen çıkar elbet. Çıkmazsa olduğun gibi yere eğilerek ikisinden birinden fedakarlık edip hızlıca yere düşürdüğünü alıver.

Sucuk-ekmek için Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı vb. mesabesindedir diyorlar, inanma. Sen sen ol yedikten sonra ağzında koku bırakacak şeyleri sakın ola ağzına alma. 

Sabah kalktığında G. Koreli'ler gibi doğal-güzel görünemiyorsan akşam yatmadan önce saçını, başını, kılığını düzeltmelisin. Yine olmuyor saçın başın dağınık, tipin kaymış olarak uyanıyorsan da sağlık olsun bir an önce koş bak aynaya. 

Dişini fırçala, özellikle de sabahları. Kahvaltıdan sonra değil, kalkar kalkmaz yapmalısın bunu. Ne kadar güzel olursan ol ağzından Poeme, Chanel, Premier Jour gibi kokular gelmiyorsa bunu yapmalısın, yani yapmalısın. Mümkünse aroması bol bir sakız at ağzına uyumadan önce. Ağız suyu, kaliteli diş macunu kullanman gerektiğini biliyorsun zaten hiç girmiyorum onlara. Diş önemli bak, doğan gereği bembeyaz olmayabilir ama temiz olsun en azından.

Şu zeytin yiyen kadınlar hep gariptir, hadi yiyorsun o çekirdeği güzelim ağzından neden çıkarıyorsun, hiç yeme zeytini. Gerçekten hoş değil, illa yiyeceksen ezmesini tercih et, çaktırmadan sür ekmeğine de bari öyle ye.

Çay kaşığını sadece çayın şekerini karıştırmak için kullanmalısın, yoksa ekmeğine yağ sürmek, dondurma-puding yemek için değil. Hepiniz yapıyor demiyorum ama yapanlar yapmasın bundan sonra. Bir de kulpsuz su bardağına çay koyup içme, içirme. Ya hiç güzel durmuyor, sen ince belli bardaktan şaşma.

Hadi manikürlü ellerine kıyıp bulaşık yıkadın, teknede biriken pislikleri çıplak elle almak yakıştı mı hiç, tüm çekiciliğin kayboldu. Kırk defa sabunla da yıkasan artık ne fayda, iğrendirdin kendinden bir defa. Tırnaklarını da aşırı fazla uzatma. Hadi uzattın bari pençe kıvamına gelirse kısalt. French güzeldir yap onu, kırmızı- bordo oje de belki iyidir. Ama tırnaktan geçmek üzere olup da çıkamayan hiçbir oje hoş değildir. Bir tanesi kısa tırnaklar da güzel değildir. Ya hep ya hiç kuralını uygula.

Bitmek bilmeyen bir enerjin var, hatta yürüyerek bir şehirden diğerine bile gidebilirsin ama bunu yanında karşı cinsin varken kanıtlamaya çalışma. Zira hiçbir erkek sevmiyor at gibi tırıs yürümeyi. Çoğunun menüsküsü var zaten çok garipleri çok dolaştırma.

Alışverişi demeyeyim diyordum ama onu da ekliyorum. Ne istediğini bilerek gir mağazaya, evet zor lakin en azından ihtiyaçlarının bilincinde ol, bir de vücudunun. Her ne alacaksan mankenlere aldanma, 36 değilse bedenin zorla içine girmeye uğraşma.

Olur da bir ilişkin olursa, (beklentilerini düşürmüş bir adamla karşılaşırsan), her günün sonunda 'Z Raporu' alma, bütün gün seninleydi, olmadı zaten her şeyi mesajlarda belirtti. İnsanı çok sıkma. Erkek insanı da epey duygusaldır bu arada. O da üzülebilir, sevebilir, nefret edip hoşlana da bilir. Sen sen ol onun duygularını fazla kurcalayıp ayarını kaçırma. Eğer onu istemiyorsan baştan düzgün bir dille söyle, oyalayıp vakit kaybetme. O istemiyorsa da, söylemiştim bunu, üzerine gidip kendinden iğrendirme. Şu var bir de, sen yeni bir ilişkiye başlamadan eskisini bitirmezsin, gerçekten ayıp bu yaptığın. Tamam haklı olabilirsin, üzerinden ilginin azalmasına asla tahammül edemezsin ama insanın içini kaldıracak cinsten şeyler de yapma. Olur da ayrılık vakti gelmişse hepimiz biliyoruz ki sen bir hafta on gün olmadı bir ay ağlarsın, sonra devam edersin hayata. O adam öyle değil, ilk gün sallamaz belki ama yıllarca saklar onu hafızasında. Tabii ki bunu belli etmez, sadece her ortamda adını vermeden senden bahseder. Bir de ayrılmak için iki taraftan birinin aldatmasını bekleme, aldatmak ayrılık için şart değildir, bitmişse sevgi geriye bir şey kalmamış demektir. İkiniz de bilincindeyseniz bunun zaten kendiliğinden sönecektir aşk ateşiniz. Hepsi beceremese de kimileri seviyor, sen sen ol seni sadece ve masumca seven bir erkeği sakın iplememezlik etme, önce de söyledim, istemiyorsan eğer peşinde de süründürme. Ek olarak sen onu aldatsan da o seni büyük ihtimalle affedecektir, yalnız ilerde alışkanlık olur bir şeyin ilki yapılırsa. Affetme sebebi de belki ikidir. Ya senden faydalanma durumu farklıdır veya bir başkasını bulamayacağı için senden kopamayacaktır. Güven istiyorsun ya her ilişkiye başlarken, az da olsa güven ver, kendinden hin fikirli-şeytan diye bahsettirme. Kıyaslama da yapma, Burcu'nunki şöyle Merve'ninki böyle deme sakın, yok yere rekabet ortamı oluşturma. Sen de biliyorsun ki erkekler en fazla 2-3 tiptir. O karşılaştırmaya kalktı mıydı skala epey geniştir. Yani yok yere kendini üzecek şeyler etme.

Hiçbir zaman onun ilki olamazsın, bunun bilincinde olmalısın. Bu yüzden sorup durma ilk misin son musun diye, ilgi-odağın tavan yaptığı birkaç haftanın tadını çıkarmalısın.

Ne yazık ki her erkeği evlilik vaadiyle kandıracağını biliyorum, niyetin öyleyse koşarak uzaklaş bu yazıyı okuduktan sonra.

Son olarak da başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin, ya gel sahici sahici ya da anca gidersin.
Bitti. 
Hadi kal sağlıcakla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder