Tek çalışmak istiyorum mümkünse, bol bol para kazanayım, keyfim keyif olsun, istediğim gibi geleyim işime istediğim gibi de gideyim. Tatilim bol olsun, el-alemin yanında onların ağız kokusunu çekmektense kendi işimi yaparım... daha uzar gider, böyle hayallerle, kimi rahatlık der kimi para der ufak hesaplarla kendisini yüksek yerlere koyar. Şunu da düşünmez insan bir kimse yoktur ki oturduğu yerden şirketini, işletmesini bir yerlere çıkarmış olsun..
Öncelik olarak rahatlığı arzu
etmekle kaybeder insan başarılı, müreffeh olabilmeyi, sonrasında az çalışmaktan
yana umudu varsa yine olmaz; gelmez başarı. Her ne kadar yola kendi işimi
yapıyorum diyerek çıkılmışsa ve devamında da bol haneli gelirler düşünülmüşse olmadı
işte. Bir yanlışlık var bu işte, çıkılan yol güzel olsa da amaç yanlış, hedef
yanlış konumlandırılmış, yanlış yerde sipere duruluyor..
Kafa rahatlığı herkesin istediği
bir şeydir, üstüne de tatil hatta telefonların kapalı olduğu bir tatil, her
insanın arzuladığıdır ek olarak da mesaisinin dışında kesinlikle iş düşünmemek
ister insan. Ne kadar güzel istekler hepsi mümkündür aslında, bu tür tembellik
odaklı arzu-istekler mümkündür tabi yalnız iş kendinin olmayacak. Başka adamların
işi olacak, hele de devletse..
Böyle düşünmemiştik, hani rahat
oluyordu işi olanlar (ben öyle bir şey söylemedim, diyenin yarından tezi yok
boynu vurula..) görünüş olarak buna da katılmasam da söyleyeyim, zahiri haline,
kendisine güvenini kaybetmemesine ve yanında ek durumlara binaen olabilir,
görülebilir fakat durum öyle değil aslında. Nasıl peki?
Öncelikle kafa rahatlığı
unutulsun; yok öyle bir dava, işin senin gücün, aklında rüyanda hayatının her
alanında iş ile alakalı haller göreceksin, görmelisin. Nereye gidersen git
amacın kendi işine faydalı şeyler yapmak, bulmak olacak.
Her zaman tatil yaparım da deme
tatilde dahi o telefon susmayacak, ne diye çalar o telefon kısaca, mal teslimi
yapılacak, tedarikçi istediğiniz ürünleri getirdi, sevkiyata hazırlanan
mallarda bozulma tespit edildi, yurtdışındaki müşteri %50 indirim istiyor,
yoksa siparişi iptal edecekmiş, müşavir-muhasebecinin ödeme günü geldi,
müşteriler siparişlerin ne zaman çıkacağını soruyor, vergilerin ödemeleri
geldi... çok fazla can sıkmanın alemi yok işte daha yazılsa ferman gibi yazılır
gider. Tabi bunların hepsi olmak için senin tatilini beklemiyor daha niceleri
de normal rutin zamanını bekliyor artık orasını var sen düşün.
Mesaim biter evime
gider yatar
kalkarım da deme, yani yerinde olsam demem, hem mesai derken şunu
düşünebilirsin bugün 16 saat mı çalışsam 18 saat mi çalışsam, ya da 4
saat uyku yeterli midir gibi sorular sorabilirsin, mesai ne demekmiş.
Çalıştığın müddetçe karnını
doyuracaksın, bunu biliyorsun o zaman çalışacaksın önceleri aç kalmamak
için
olur sonra dahasını istersin de çalışırsın. insan olarak az ile kanaat
gibi bir
durumumuz olmadığı için sen kendini ilerde mutlu-başarılı olarak gör ve
bugün
çalış. Yani böyle olur, rahatlık öyle kolay elde edilmez. Çekersin
sıkıntı,
derdin artar sonra onların meyvesini yersin, her neyse onu ekersen
biçersin
kendi işinde, elin işinde başkalarının ektiğine de sulanma gibi bir
durumun
olabilir. Etik olmasa da iş hayatı öğrenirsen daha çok yersin, dahasını
elde
edersin.
Eğer ki rahatlık için kendi işini
seçersen.. yok öyle bir dava, girme takıl oralarda. Yok eğer çalışkansan, sürekli
aktifse saksı; düşünüyorsan, o zaman elde edilebilecek fakat biraz uzakta olan
başarı senindir al, tepe tepe kullan, ne diyeyim sana başka..
Daha başka hayallerin vardı; ket
vurmak zorunda mı kaldın; aldırma, zaten hevesin de kaçtı haberin yok..
Tembellik için kendi işindeysen
olmadı, elalemin işinde daha rahattın..
4 yorum:
evet tamam buldum burdaymış yorum şeysi :) hak verdim sana bu yazında o yüzden kendi işimi kurmayı düşünmedim hiç :) -dmt-
bak uğraşınca bulunuyormuş, hemen yok dememek lazım..
tabi doğru seçim senin için=) yoksa bayanlar başkalaşım geçiriyor kendi işlerinde/yoğun çalışmaktan
hatasız kul olmaz demiş birileri önemli olan yaptığın hatadan ders çıkarabilmek , yürekten pişman olabilmek. Yanlış yapa yapa doğruyu buluyor insan , doğamızda var yapacak bir şey yok maalesef.. Sen bir daha pişmanlık duyduklarını yapma yeter :) -dmt-
orhan gencebay da diyordu hatasız kul olmaz diye..
tabi kimileri hayatı tecrübe ederek öğreniyor kimisi nasihatlere göre şekil alıyor. ilk kısım taşın sertliğini başını vurunca anlıyor ikinci kesim de taşa dair bir bilgi sahibi olamıyor.. her neyse sen bu yorumu başka yazıya yapacaktın zannedersem,, buraya yaptın yanlışlıkla.. =P
Yorum Gönder