26 Ağustos 2023 Cumartesi

İyi Geceler Dilerim


Geç oldu farkındayım, kapıdan bir şey söyleyip gitmek istedim. Neden geldin ki? Sen çağırdın. Hayır hiç gelmedin aklıma. Silik zihnim, kırık kalbimden ışık sızıyor yalnızca. İlerlemeye çalışıyorum yolumu aydınlattıkça. Gideyim o zaman. Sen bilirsin. Pekala! Tamam haydi, söyle de git, öyle kalma kapıda. Ayazda kalmaya alışkınsın da durma öyle ayakta. Ne bileyim yer var mı ki ruhunda? Dolu, yer yok bir katremden başkasına. Peki fazla durmam bu defa. (Ayakkabılarını her zamanki yere, ikinci rafa koymak istedi, doluydu; kaldılar kapıda. Portmantoda bir başka ceket vardı; kaldı kucağında. Bulamadı pijamalarını; atılmışlar çöp kutusuna.) Bilirdim kışları gelirdin, seni yaşlarım mı getirdi? Sen çağırdın dedim ya. Peki, izin verme öğrenmeme sebebini. Hiddetlenmeden geçmesin bir günün, daha oturmadan üstüme gelmeye başladın. Nedir bu sitem, nedir seni bu kadar tahammülsüz kılan? Ben mi, ne oldu kendime yabancılaşmama şahit olmaya mı geldin bu defa? Sen oluyorsun dayandıkça yıllara. Kahkahaların mı çınlayacak salonun ortasında? Aldırmam, ne yaparsan yap şurada, yalnız başına. Kahve yok mu? Daha öncekini içtin mi ki? Kolombiya sevmiyorum, artık Robusta'ya alıştım, kekremsiliğimi acıyla dengeliyorum. Acının olgunlaştırdığını mı söyleyeceksin? Ne o acı bu acı ne de Robusta, Arabica'dan acı, yanmaz canın; biliyorum. Sen devam et, dinliyorum. Ben düşük kafeini tercih ediyorum. Ne oldu, görmeyeli kendine dikkat etmeye başlamışsın, haberim yok sanma, check-up da yaptırmışsın. Nasıldı tahlil sonuçların? Sanrısal bozukluklarından sıyrılmaya mı başladın? Ultrason göstermez, derinde senin kimseye anlatamadığın yaraların. Neyin iştahı ki bu bağlanıyorsun bu kadar hayata. Bak geldim buradayım işte. Demek kafein de olmuyor çare. Varlığını inkar edemem, yokluğunla iflah olmam. Ne diye geldin bilmiyorum, gitmeni bekliyorum. Çok değişmişsin, gerek yok beylik laflara. Duruşundan belli, kim kırbaçlıyor seni. Yok öyle bir şey, hür iradem; tutsaklık tercihimdi. Dur biraz sakin. Öfkelenme. Hayır, anlamıyor olmana şaşırıyorum. Sen şaşırır mıydın? Hani alışkındın her şeye. Nedir seni bu kadar kırılgan yapan, biliyorum sanırım sebebini. Çay iç, melisa; papatya da var içinde. Benim değil senin ihtiyacın var sakinleşmeye, hem dindirmez seni onlar, için bu kadar doluyken. Nedir seni kendinden uzaklaştıran. Ne sebep bu kadar kırılgan olmana? Biliyorum sanırım sebebini. İki oldu ne biliyorsan söyle de git, uyumak istiyorum. Hayır, ben geldiysem uyumak istemiyorsun, uyumayacağın için geldim; biliyorsun. Kapanan gözlerin değil, açılan kalbin. Kabuğundan sıyrılan, zincirlerinden boşanan, yıllardır var olmaya çalışan, sana rağmen var olan. Atmasına izin vermediğin, aç bıraktığın kalbin. Hazlara aç olmayan kalbin. Kalbimden sana ne. Sakin olmaya çalış, sus da biraz dinle. Saçmalıyorsun, bunları duymak istemiyorum. Duymak istemediklerini söyledim diye mi bu sinirin. Sinirli değilim. Evet değilsin, çok belli. Mücrim değilsen nedir titremenin sebebi. Hem de sıcak bir yaz gecesi, fonda da Aytaç'tan kanun resitali. Evet kışları gelirdin, nedir seni getiren, bekliyorum hala cevap vermeni. Dur daha var vakit. "Git, çok geç olmadan vakit". Ben varken yanında, kendin olmalısın, yok şairlere ihtiyacın. Beni getiren kendin olma isteğin. Aramaya var mı ki mecalim? Gerek yok, sonu olmayacaksa vazgeçişlerin. Bunu ikimiz de bilemeyiz. İkimiz? Hayır işte, ben veya sen ne fark eder? Fark etmeyeceğine inandıran nedir seni? Fark eder mi sen söyle sebebini. Cümle kurmayı unutmuşsun, kısa kesiyorsun her zamanki gibi. Hem mefhumu muhalefetin değil yeri. Yeni konuşmaya başladım, eski değil bu alışkanlığım. Ne güzeldi kendine ince, narin ve nazenin konuşmaların oysa. Uzaklaştın bir başkasına açıldıkça. Bir başkası değil. Özür dilerim, her şeyin değil mi? Gülmenin yeri değil, hem sen ne anlayacaksın ki? Evet ben anlamam, dinlemem, bilmem. Gelir, söyler ve giderim kış geceleri. Sen ne kadar anlattın ki kendini? Buna gerek var mı ki? Evet gerek yok, yeri de değil. Patavatsız bir giriş miydi? Hayır, buradaysan geldin ki tam vakti. Bilmiyorum belki erkendi, düşünmenin değil yeri. Yarın geç olacak bugün, gündüzden belliydi. Ne oldu, iyi haberin ardından kötü haber mi bekledin? Beklentide değilim, Ne olacaksa olabilir, her şeye baştan izin verdim. Yani? Ne yani, yanisi yok, mana arama ardında kelimelerin. Ne oldu, ne aldı yerini, derin cümlelerin? Mana arama dedikçe beni zorluyorsun. Ne oldu, sen zoru sevmez miydin? Ne oldu deyip durma, yok bir şey olduğu. Ne olabilir ki hayatta, ne şaşırtabilir gelmiyor olmandan başka. Özledin o zaman. Hayır mutluyum böyle. Mutlu musun, tanımlayabilecek kadar mı? Hayır hiçbir mana yüklemeden bir yaz gecesi serinliği var ruhumda. Hazırlıklısın, kaçıncı sayfası bu tekstin? Saçmalıyorsun, onu söylemiyorum. Sen en öz halimsin. Özün eni olmaz, neysem oyum; en öz olmaz. Düzelt beni, beğenme hiçbir kelimemi. Nedir peki beğeni? Kabul etmek söylediğimi. Sözlükten mi baktın, nedir bu konuşman kitapvari. Muhalifliğin her fikrime, nedir sebebi? Söyleyeceklerin bunlar olamaz, boşaltmıyorum heybemi. Sen bilirsin, zorla değiştiremem seni. Değişimi ben istemedim ki. Ben demezdin ne oldu, nedir seni bu kadar bencil kılan? Bencil mi, sıra mı geldi kendime; düzeltmeye çalışırken çevremi? Çok dağılıyorum, kafam kaldırmıyor artık seni. Dur, al bir yudum daha biraz daha sakinleştir bedenini. Kimler aldı ki seni, kalmıyorsun kendine? Kimin izi bedeninde? Yok bir şey, temiz bedenim düşüncelerim kadar. Ancak ne kadar temiz onlar? Kime göre kirliler, ne bilirsin ne zaman paklandılar? Göreceli değildir saf duygular. Gelmemeliydim. Evet. Gördüklerim karşısında bu kadar şaşıracağımı bilsem gelmezdim. Gelmemeliydin. Evet. Ne bu iyelik eki oyunu mu? Hayır sen kuruyorsun bunu. Susuz kalmış Julyet. Sıcaktı bugün ondandır belki. Buhar olmuştur suyu, tüm hayaller gibi. Hayallerin mi vardı? Hayır, onu da kim çıkardı? Ne bileyim. Bir şey bilmezsin. Bildiklerim bana söylediklerin. Sen neden anlamak istemezsin? Yıkmadıkça duvarını, ne görmemi beklersin? Yardım etmedikçe nasıl yıkmamı istersin? Yaklaştırmadıkça nasıl ulaşabilirim? Ruhu okşamayı hiç mi bilmezsin, sen tam bir bencilsin. Yine geldik aynı yere. Ne oldu gelir miyim durduk yere? Geç kaldım belki de. Evet geç kaldın gitmeye. Suyunu ver kızın, mamasını da unutayım deme. Sorumluluklarımı mı hatırlatıyorsun şimdi de? Hayır sen bunu da unutursun, uyarıyorum kötü olmasın diye. Güvercin yuva yapmış gördün mü balkona; buğday koy, yazıktır önüne. Hatırladın mı küçüktün hani, balkonda bir kutu içinde... Susar mısın! Hani bir yumru çıkmıştı gözünün üstünde. Sus diyorum! Hani çok yaşamaz demişti... Susmalısın. Beni susturamazsın; ne oldu, alışkındın travmalara. Hayır bugün sus, o başka. Tamam susuyorum, unuttum sanma! Hatırlatırım elbet daha sonra. Bu arada halatı da unutma, asılı kapının ardında . Ne oldu, tüm bunlardan sana ne? Çadırını da temizlemedin, kim girsin seninle içine. Git dedikçe kalmaya cümle arıyorsun. Bağlaç gibisin, herkesle ayrı yazılıyorsun. Bir nokta da olamıyorsun. Her zaman virgül koyuyorsun. Git artık, kalacak gibi bir de koltuğa kıvrılıyorsun. Beni kovamazsın, ben senim. Hayır sen, Masoud değilsin. Beni rahat ettirmelisin. Yine ben dedin; bencilsin. Bu mudur son sözlerin? Hayır daha vardı diyeceklerim. Bu gidişle ben daha çok gelirim. İstemem beni kendi halime bırakmayı öğrenmelisin. Yine ben dedin, sen alçak bir bencilsin. Ağır oldu son sözlerin. Hayır bunu sen istedin. 
İyi geceler dilerim.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

İyi ki doğdun...

MandN dedi ki...

İyi ki varsin ✌🏻

Yorum Gönder