19 Mayıs 2023 Cuma

Sadâ

Sekiz sene kadar önce, Barbaros Bulvarı soldaki kafe. Kafepi değil de daha üstte. Hocam demişti, dershaneden, siz de seversiniz diye. Biz, bizi, birbirimiz kadar anlayacak kişileri tanıştırırdık sadece. Ve hemen sevdim seni de. Venüsüm akrep ya ondan mıdır ne. Gezegenlerin suçu, hem bundan bana ne. Lazanya geldi önümüze, gıdalar o kadar sağlıksız değildi o günlerde. Gerçi sevmiyordum, yiyemedim de. Yer gibi oldum seçtin diye. Sen değil de sebep, gıcığım sostaki domatese. Gri hırkam, Maryam ile almıştık Jaane, üstümde.

Beyaz gömleğin ucunu bağladığın, 
Siyah pantolon ve spor ayakkabın. 
Bilek üstüydü hatırladığım. 
Güzelliğinin gölgesinde kalacak özensiz makyajın 
Ve rimelin, ardında sevecen bakışların. 
Yumuk ellerin ve ışıltılı gözlerin, 
İnce belin ve esmer tenin... 
Ben, beyaz severim, [yalanı] hep söylerim. 
Belki kendimi daha iyi gizlerim, ne bileyim. 

Karaköy'ü hatırlıyor musun? 
Kahvemi içerken çayını yudumladın,
Yalnızlık düşkünü ben, sen ne doğaldın. 
Kurabiyeler nasıldı peki, "Taze canım, yeni yaptık" demişti. 
Ben seni beğendim de hani kurabiye de tazeydi. 
Serinledi hava hırkamı çıkarayım üşürüm, yok dedin kalsın. 
Sarılayım dedim o zaman ısınalım, unutmadan insanca yaşayalım.

Alfa’yı hatırlıyor musun?
Kırmızı koltuğun her kıyafetine uyumu,
Saçların sunrooftan savrulurdu. 
Ön koltuk kızı derdim, bir şey yapmasın da millet izlesin. 
Hayata dâhilliği, gerçekleşmesi, tanrıça gibi dileklerin.

Yazlığı hatırlıyor musun?
Sen, Ruvik ve Rojda,
Gazel de mi vardı, yok o daha sonra. 
Elif, Ruken, Naime, dur daha var onlara. 
Fatih de evlendi burada değildim, gidemedim ona da. 

Bisikleti hatırlıyor musun?
Yan site sokak arasında,
Kot şortun ve dans eden saçların rüzgarla.
Pazartesi havuzdan önce, merdivende,
Dudağın ne güzeldi, oğlum taktiği var dedin sen de. 
Yalnızdık gecelerde, 
Uyuduk ayrı katlar, kuytu köşede. 
Sen! ve yalnızlığa ortak ettim kendimi,  
Zaten uğurlamaya da gelemedim seni.
İki oldu bu akıllanmadım, unuttum önceki dersi, 
Unutmasam da gelemedim, beceremem veda etmeyi. 

Yazaraktır benim ayrılığım,
Konuşamayan bir korkağım.
Dayanamam, göremem de, 
Görmek istemem, damla gözlerde. 

Seni kırdım, 
Hatırlıyorum tespih olayı,
Unutmadım, Molla Aşkı terası.
Seni üzdüm, 
Biliyorum nikah kıyıldı,
Görmedim, ben değildim en yakını.

İki defaydı hüznüm, bir tane özrüm.
Böylelikle ikinci, bu son özrüm.
Belki başka zaman başka ülke,
Karşılaşırız elbet günün birinde.

Adaşım selam sana, 
Ben damladayım, hoş bir sadâ.
Biraz da buruk veda, 
Uğurla[ya]madım, sende Sadâ.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Aşk olsun, bu nasıl veda.. insan beni de götürür :d

Adsız dedi ki...

Nanonim

Adsız dedi ki...

Ne aşkmış, bu aşka sahip olmak isteyen nice kadın var. Gerçekten çok güzel anlatılmış. Kavuşulamadığı için sanıyorum, onu bu denli ölümsüz kılan.

MandN dedi ki...

Dostluk diyebiliriz, aşk yanıltıcıdır..

Yorum Gönder