17 Temmuz 2013 Çarşamba

Kadınların İşi


   İnsanoğlunu, kızını da, bilim insanı diyorlar ya şimdilerde bilim adamı deyince kadınlar girmiyor içine diye, herkesin derdi bu olmuş, neyse tabi onlarsız olmaz, ele alalım, el üstünde tutalım şimdi, çok da derine inmeden aklıma geleni yazayım; dağıtmadan..
   Kadınlar mesela çok beklentileri yoktur onların hayatta, yok bu cümle hiç inandırıcı değil en iyisi hayatta çalışmalarına dair yoktur. Yok, bu da olmadı, söylemek istenilen mana tam olarak çıkarılamıyor, tabi söyleyemeyiz, sınırlı kelime haznemiz var,  üç-beş kelimeye sıkıştık-tıkıştık kaldık arzuları farklı yönde gelişmiştir. Bu yüzdendir ki girişimcilik konusunda bayrağı kaptırırlar erkeğe, bu konuda bir eşitlikten söz etmek mümkün değil, gerçi genel manada incelediğimizde bile.

   Böyle bir giriş tamam da istenilen yazılamayacak gibi yine,  ihtirasları yoktur desek tepeden gider konu olmaz olur mu, arzu dedik o da olmadı, çaba-gayret desek seni beni alır götürürler o konuda geride bırakırlar herkesi; U.Bolt gibi. Şey desek zeki değillerdir, ağır bir itham oldu ki zeki olamamak geneli için geçerli bir kavram olamaz her ne kadar belli kimseler için durum öyle olsa da. Eee ne diyoruz yok işte kelime karşılığı, ne de olsa şu dilin geçmişi şurada 80-90 yıl, dilsel polemik yapmıyoruz; girmiyoruz o zamanlara.

   Her neyse diyeceğim şu ki erkekler kadar gözü kapalı değiller, bu kelime oldu gibi, duygu olarak hiçbir zaman için mantıksal hareketleri olmasa da, yani vardır elbet onu göstermek de önemli, yoksa kimsenin haberi olmaz sendeki cevherden sen sunmazsan eğer. Gözü kapalı işe girişme konusunda sevme-ilgi duymadan hariç düşünürsek mevzuyu durum böyledir. Bir iş ortaya koyma olarak ruhları, cesetleri uygun değildir, yani net olmak gerekir onlara karşı, yani onlar öyledir, öyle olunsun arzu ederler.

   Mesela kâğıtlarla alakalı bir iş olabilir, yani çok fazla karmaşıklık olmayacak, sıradan ve sınırlı yapılacaklar olacak, telefon çalacak cevap verilecek ve ilgili yere bağlanılacak, işin başlama ve bitiş saatleri belli olacak. Öyle ağır tempoya uyum sağlamaya dayalı bir durum söz konusu olmayacak, gereksiz-yersiz telefonlar çalmayacak, tedarikçiyle müşteri arasında kalma ikisini de iyi etme veya üretimi geciken bir siparişi takip etme, sorun çözme gibi bir durum yine söz konusu olmayacak. Misaller uzar gider fakat anlaşılması gereken komplike işlerin onlara uygun olmadığıdır. Duygusallıktan ziyade kafa yapısı, düşünme yetisi, vücutsal özellikler gibi benzeri durumların farklılığından, cansızlığındandır aslında buna sebep olan.

   Çevremize baktığımızda da bunun örneklerini çoğaltabiliriz, fakat farklı olan konu ne kadar karmaşık bir yapıya sahip olunsa da duygusal anlamda, iş hayata gelince iş yaşamına gelince mantık öne çıkıyor, duygulardan sıyrılma, işi ön plana alarak çalışma, gerekirse de androitleşmiş bir yapı, duyguları alınmış bir kişilik olmak gerekiyor. Bu ise kadınlara yakışmaz, onların doğasında yoktur böyle bir şey; olmaması daha iyidir de onlar için.

   Ana fikrimizi söyleyecek olursak eğer iş yaşamında belki bayanlar ofisin, ortamın neşesi-gülü-çiçeği olabilir fakat onlardan dahasını istemek ayıp olur, dalında güzel olan çiçek gibidirler; girişimcilik olarak düşünüldüğünde onlar öncesine kadar orada iyidir-güzeldirler; öyle kalmaları gerekir. Yoğun tempo alt üst eder narin bedenlerini, zihinlerini, duygularını..

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Katılmıyorum

MandN dedi ki...

kadın olsam ben de katılmazdım

Yorum Gönder