29 Aralık 2013 Pazar

OŞA - Durum Raporu 2 (29.12.2013)


Her 'son'dan sonra 'sana' başlıyorum. 'Sen' derken özel değil; herhangi biri işte: beyaz ten, ince bilekli. Dedim ya herhangi biri..
Üç-beş satırdan sonra aklım kayıyor sana, devam edemiyorum..
Heyecanlanırken de titriyor ellerim. Senin diklendiğin kadar ayakta duramıyor kalbim; fakat tüylerim..
Bir ses bekliyor..
Hayır çığlık, hele bir de varsa karanlık, ve ah işte yoksa -ne güzel- kalabalık, biraz da ortalık dağınık, yeni kalktım ya ondan yatağım ılık, baktığımda ardıma hep aynı işte dağlık, kimi yerlerse taşlık, aklımda senin son halin; utandırıyor üryanlık, suç bende değil; asıl sende saflık, hem bu ne rahatlık, bende de vardı dalgınlık, biz böyle ayrılmamalıydık, az biraz ada ağladık, fakat artık rahattık, yeri geldiğinde de suçluya bağladık, birbirimize bağlanamadık ya da öyle sandık...
Ayrılık dedim ya işte 'son'a gelince yine 'sana' bağlandık..
Rahatım ben 'iyilik-sağlık.'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder