Rüyama girdin bugün sabah, yani epey oldu rüya görmeyeli, seni çok
görmek istediğimi hatırlamasam da gözümü açtığımda senin yanında olduğumu
hissetmeme şaşırdım. Çok istiyor gibi görünmesem de aslında yanında olmayı
dilediğime şaştım kaldım. Çok uyumanın verdiği bir sersemlik değil bu, bir
yerlerimin de açık kaldığına işaret etmiyor, tüm gece kulağımın dibinde dolaşan
sineklerin vızıltısına da uyanmış değilim. Bunların hiçbiri sebep değil
şaşırmama, bulursam sebebini atarım mesaj...
Aylar hatta yıllar oldu görüşmeyeli, ne bir selam ne de bir nasılsın, ne
yapmaktasın sorusu.. la vicdansız daha önce arar sorardın ne oldu da şimdi ses
seda yok, işin aslına bakarsak ben de ne olursa olsun aklına gelmemek için
uğraşıyordum, yani bunu yapmaktan alınan haz kimseye anlatılamaz, bunun için
yazdıklarına cevap vermiyor, aklıma her gelişinde unutmaya çalışıyordum seni,
hatta öyle bir zaman oldu ki gerçekten unuttum sandım; yanıldım çıkamadın
aklımdan, artık nasıl bir şeysen sen. Özlediğimden midir yoksa yokluktan mı
bilemiyorum, gerçi biliyor gibiyim; ikinci şıkkın olma ihtimali yüksek, açlığın
da hani etkisi yok değil.
Rüyaya girecek olursak eğer...
Ayrıntıları unuttum aslına bakarsak. İki kişilik koltukta ayaklar bir
taraftan sarkarken öteki taraftan da başım düştü düşecek hatta sarkmışken,
beynime epey kan gitmişken ve bir anda bir mesaja uyandığım için ve saat da çok
geç olduğu için bir telaşla yerimden, yatağımdan, koltuk oluyor yatağım,
fırladığım için haliyle ayrıntılar yok. Sallayabildiğim kadarıyla yazarım;
sıkılınca da bırakırım, ne yapayım böyle bizde. Neyse genel itibariyle
anlatayım sen anla artık gerisini.
Otobüsle gelmişim o kadar yolu tahminime göre 9-10 saatlik bir yol;
hafiften ege tarafları, denizi olmayan bir ile doğru yol almışım da gitmişim,
tek gelmişim yanına güya. Fakat tam olarak da yanına değil, senin evde
olmadığın bir zamanda sana sürpriz yumurtacılık şeyy sürpriz yapmak için
beklemişim, öyle gördüm herhalde. Bu yüzden de aval aval geziniyorum
ortalıklarda, sanki toplu iğne kaybetmişim de onu arıyor gibi dikkatli ve aklımda,
kalbimde sen varmışsın gibi de mutluluk sarhoşu.. o derece yani, aşkı, özlemi
düşün sen içimdeki uçuşan kelebekleri...
Derken evin adresini, bulunduğu ilçe, semti bilmediğim halde kendimi içeride
buluyorum, doğal alandaymış, ortamına salınmış eskiden sokaklarda müzik
eşliğinde oyunlar yapan mahalle ayısı gibi gezinirken, bu kadar rahat hareket
ederken hobaa gangnam style. Bir bakmışım rüyama giren genç-güzel bayanın
annesiyle karşılaşıyorum, Allahtan tanışıyoruz daha önceden de ne yapıyorsun sen
burada faslını hemen geçiyoruz, halbuki arada yüzlerce kilometre mesafe var ve
bu zamana kadar ne bir selam ne de sabah varken bir anda karşılarındayım ve
evin içinde. Her neyse aradaki ayrıntıları unutmuş da olabilirim, büyük
ihtimalle öyle, neyse hoşbeşten sonra sorduğu soru uçakla mı geldin buraya?
Rüya işte akıl-mantık aramanın gereği yok, muhabbetin devamı nasıl rahat geldin
mi de olmadı, korkulan gelmedi yani başıma..
He dedim teyze, yok anne dedim nasıl çıktıysa ağzımdan, annemi özlemiş
olma ihtimaline veriyorum. La harbi kaç ay oldu, az daha dursam buralarda,
nerelerde, yıl olacak, aslında gitmeme sebebim de var aileye karşı bir
yabanilik söz konusu bakıldığında. Ee öyle olunca da haliyle kalp istese de
oralarda olmayı bir şekilde gitmeye gelince iş olmuyor, olamıyor olsa da zor
oluyor, zorla olunca da bir anlamı olmuyor, olsa da her neyse işte uzuyor git
gide daraltıyor insanı...
Konuya gelelim, he dedim teyze, burayı yazmıştım zaten, sorulan soruya
müspet cevap verilmeli ki bir şüphe sezilmesin, abi zaten insanların evine
gelmiş girmişsin ortalıkta gezinirken de yakalanmışsın ve oturup şüphelendirmemek
için şöyle konuşmalı böyle konuşmalı diyorsun, geçtim burayı da, aslında amaç
sürpriz daha önce belirttik zaten. Tam çivileme dalmışız ki koyu bir sohbete,
muhabbetin belini kırarken esas kız geliyor içeri, nereden geldiği gösterilmese
de noel baba değil ki bacadan gelsin, kapıdandır ya da benim geldiğim gibi
penceredendir. Fakat gittiğim ev zemin katta da değil, hepten karışık şeyler
oluyor, çok farklı olaylar olmasa da...
Sona gelelim sıkılmaya başladım, biz muhabbete dalmışken müstakbel fakat
eski kayınvalideyle, kayınvalide nedir-nasıl bi’kelimedir abi, neyse işte geldi
kızı;
bum, sonrası siyah ekran..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder